Salih DOYGUN
Salih Doygun
tarih:
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
SPK (Süper
Kurak) gezegeninde her zamanki gibi, dalgınlıkla silgi yemiş kadar tatsız bir
gündü. 2050’li yıllarda Dünya’nın dengesi iyice bozulmuş, 2100’de buzullar
tamamen erimiş, 2150’li yıllarda Amazon ormanları yok olmuştu. Atmosfer iyiden
iyiye küçülmüştü. Artık Everest Dağı’nın zirvesi atmosferin dışına taşıyor,
dağcılar o kadar yükün yanında bir de astronot kıyafeti taşımak zorunda
kalıyorlardı.
Güneş büyüyüp,
Merkür ve Venüs’ü içine almış, süpernova olarak patlamak üzere geri sayım
sayacının düğmesine basmıştı. Beklenen olmuş, Güneş de her yıldız gibi bir
karadeliğe dönüşmüştü. Dünya nüfusundan geriye kalan çok az kimse, uzay
gemileriyle suyun sıvı olarak bulunduğu ilk gezegene gitmişlerdi. Çünkü Dünya’daki
sular tamamen tükenmişti. O zamandan beri %90’ı kaya, %5’i çöl, %3’ü ağaç SPK gezegeninde
yaşıyorlardı.
Gezegende bir
büyük, bir küçük iki gölden başka su kaynağı yoktu. Büyük olan kayaların
ortasında ulaşılamaz bir yerdeydi. Küçük olan ise ormandaydı ve kimseye
yetmezdi. Durumları tüm kışlık kıyafetlerinizi toplayıp kaldırdığınız gün
fırtına çıkması kadar kötüydü. Banyo süresi haftada birden 6 ayda bire çıkmıştı
ve dolayısıyla herkesten çürük yumurta, kokuşmuş çorap ve biraz da bozulmuş süt
karışımı bir koku yükseliyordu. Güneşlerine en yakın gezegen ÇF (Çok Fırtınalı)
aramalardan geçirilmiş, su çıkarılamamıştı. Güneşleri ÇS-5 (Çok Sıcak) her yanı
kasıp kavuruyordu. Buzdan gezegen olan ÇSZS’nin (Çok Soğuk Zehirli Sulu)
buzları eritilip su oluşturulmuş ancak suyun zehirli olduğu anlaşılmıştı. Buzun
altında kalan zehirli gazlar açığa çıkıp, atmosfere karışmıştı. Yani
anlayacağınız zaten az kalan insanlar su bulma uğruna iyice azalmıştı.
Tüm bunlar
yetmezmiş gibi manyetik alanıyla asteroidleri kendine çeken bir meteor gezegene
çarpmak üzereydi ve ellerindeki bütün uzay gemileri karadeliğin içinde kaybolup
gitmişti. Artık insanlar altın, elmas, petrol için değil bir damla su
bulabilmek, çeşmenin sahibi olabilmek için kavga ediyorlardı. Nihayet su
kaynağının olduğu bir gezegen bulunmuştu ama atmosferi yoktu. Atmosferin olduğu
başka bir gezegen bulunmuştu ama içinde tek bir kara parçası yoktu. Dünya’ya bir
yanıyla benzeyen gezegenler pek çoktu ama insanlara uygun olan bir tane bile
yoktu.
Eşi benzeri
bulunmayan mavi gezegenin üzerindeki her ülkeden bir temsilcinin yer aldığı
salonda çıt çıkmıyordu. Katılımcılar pişmanlık ve endişe ile önlerindeki
‘Koruma ve Onarma Anlaşması’nı imzaladılar. Türkiye’nin başkanı bu toplantıyı düzenlemenin
gururuyla “Dünya’yı Korumazsak?” isimli simülasyonu kapattı.
Çok korkunç
YanıtlaSilİnşallah böyle bir yaşantı olmaz😕