DÜNYA TARİHİ-3

Loading

  

  İKİ KITAYA UZANAN İLK DEVLET:

  💣 Hititler iki kıtaya uzanan ilk imparatorluk sayılır. Asurlar, iki kıtada hüküm sürdü ise de bu kıtaların birinde sadece bir-iki şehirleri vardı ve o şehirlerde de isyanlar çıkıyordu. Diğer kıtanın ise tamamına hakimdi. 

   💧 Hitit imparatorluğunda ise iki kıtada da hakimiyet sağlanmıştı. Hitit imparatorluğu; Fırat Nehri, Van Gölü, Dicle Nehri, Trova, Troya, Ankara, Karadeniz, Akdeniz ile bitişik sınırlara sahip bir imparatorluktu. 

   💧Hititler taşların üzerine kabartmalar çizerek adeta taşların üzerine kitaplar yazarlardı. Hitit askerlerinin duvarlar üzerindeki kabartmaları diğer milletlerinkilerden çok rahat ayırt edilirdi. Bu Hititlerin çok hassas işler yapabildiği anlamına da geliyordu. Hititler çok iyi heykel yapar, tuğlaları ve taşları yontar, bir şeyleri birbirleriyle birleştirir ve çok güzel eserler inşa ederlerdi. 

   💧 Hititlerin, 'Bereket Tanrısı' olarak kullandıkları büyük güneş sembolü bir süre Ankara'nın simgesi olmuştu. 

 💧Ayrıca taşlar ve toprak ile çok iyi şekiller yapabiliyorlardı. Binaları da diğerlerinden çok farklıydı. Bu büyük farklarla beraber tarihte de çok önemli bir şey yapmışlardı. Bu önemli şey tarihin ilk yazılı antlaşmasını Hititler imzalamıştı. Bu tarihte yazının devlet işlerinde kullanılmaya başlamasının ilk örneğiydi. Bundan sonra antlaşmaların çoğu yazılı olarak gerçekleştirilmeye başladı. 

   💧Ayrıca Hititler uzun zamandır devletlerin hüküm sürdüğü Mezopotamya'yı da ele geçirmişti. Yalnız Hitit İmparatorluğunun zor bir durumu vardı. Hititler gittikçe küçüldüler. Daha sonra ikiye ayrıldılar. Bunlar Doğu Hitit ve Batı Hitit diye anılmak istemedi. Çünkü bunlar kendi bağımsızlıklarını ilan etmeyi istiyordu. Hitit Devletinin devamını getirmeyi düşünmüyorlardı. 

   💧 Bunlardan biri; Frigya ve Kralı Midas'dı, diğeri ise Lidya imparatoru Kroisos. Bu devletler kendi bağımsızlıklarını istiyordu. Aynı zamanda da birbirlerinin bağımsız olmamasını. 

  💥  Frigya Krallığı; Sakarya, Eskişehir, Afyon, Karadeniz ve Kızılırmak'a bitişik sınırları olan minik bir devletti. 

   💧 Lidyalılar ise İstanbul'da ve Çanakkale Boğazı'nda toprakları olan, Fırat Nehri'nden Karadeniz'e ve bir ucu da Akdeniz'e uzanan ve düşman devleti Frigya'yı tamamen saran bir imparatorluktu. 

  😉  Bu sırada bu alana bazı göçler başlamıştı. Göçlerin Frigya'ya ve Lidya'ya olmayanları Aramiler ve Muşkiler tarafından yapılmıştı. 

 Frigya üzerine olan göçler Kaşkalar tarafından yapılan göçlerdi. Lidyalılara göç edenler Traklar, Dorlar, İyonlar, Sartdesler, Ephesler idi. Yola çıkıp da ulaşamayanlar ise Dorların yarısı, İyonların 4'te 1'i, Trakların 15'te 1'i idi. Bunlar birbirleriyle uğraşadursun onların yakınlarında duran bir devlet, onların yakınlarından ayrılmıştı. Urartular sınırlarını iyice genişlettiğinde Lidya'da 14, Frigya'da 6 adet büyükşehirde savaş vardı. 

    💧Urartular; Hasanlı, Ninova, Altıntepe, Aras Nehri ve Karmir Burnu arasında büyümeye başlamış,    Hazar Denizi, Mezopotamya, Karadeniz ve Akdeniz arasında yayılmıştı. Yalnız Urartular fazla hakimiyet gösteremedi. Medler önce Asusları, sonra da Urartuları tarihten sildiler. 

   💧 Dor istilasıyla parçalanan Yunanistan, kent kent bağımsız site devletleri oluşturmaya başladı. Ertüsler, Yunanlar, Ferikirler ve Asurlar diye 4 sınıfa ayrılan site devletlerinin biri Etrüsk sınıfında yer alan Konstantinapolis'ti. 

   💧 O sırada tarihte büyük bir değişim oluyordu. Dünyada ilk 4 kıtaya yayılan devlet Büyük Pers İmparatorluğu, 4 kıtada hakimiyet sağlamış, Babiller, Asurlar, Baktlrıalar, Aryalar, Persyalar, Arohoslar ve Medyaları dev silgileriyle tarih sahnesinden sildiler. Tam 5 denizin etrafını çevrelediler. 

   💧 Klasik Yunan, Yunan şehir devletlerinin büyümesiyle iyice şekillenmeye başlamıştı ki tamamen çökertildi. Büyük İskender İmoaratorluğu, hem de başında Büyük İskender varken onlara devletlerindeki tüm askerle saldırdı. İskender, Perslerin bütün topraklarını ele geçirmişti. 

  😏  Bu arada yoruldunuz değil mi? Bu şekilde yorgun yorgun devam etmeyelim. Şimdi siz yatağınıza uzanın ben de size bir hikaye anlatayım. 

    Bir varmış bir yokmuş. İskender Bey'in ordusunda büyük bir ziyafet varmış. İskender Bey:

    'Bana Bidlis adlı kölemi çağırın!' demiş. 

    Bidlis'e, 

    'Bana kuşatsam alamayacağım bir kale yap!' demiş. 

    Sonra sefere çıkmış. Bidlis kocaman bir kale yapmış. Bir fil kalenin yanında nokta kadar kalırmış. Büyük İskender geri dönünce, kaleyi görünce çok sevinmiş. Kalenin kapısının önüne gelmiş ama kalenin kapısı açılmamış. Aksine kaleden Büyük İskender'in askerlerine bomba yağmaya başlamış. Kuşatma binlerce yıl sürmüş ancak kale alınamamış. 

    Daha sonra Bidlis, kaleyi Büyük İskender'e teslim etmiş ve 

    'İşte! Kuşatıp, alamadığınız bir kale yaptım.' demiş. 

    O kalenin adı ve yanına kurulan şehrin adı Bitlis diye kalmış. 

    Bir sonraki bölümde İskender İmparatorluğu'nun bölüşülerek parçalanması sürecini yakından izleyeceğiz, çok ayrıntılı şekilde dünya tarihini inceleyeceğiz, Dünya'nın en büyük imparatorluklarından birine göz atacağız, Anadolu'daki durumları kontrol edeceğiz. 

  👦  Yapacağımız son şeyi ve bu en büyük ve tanınan imparatorluğun adını tahmin edip yorumlara yazabilirsiniz. 👍Görüşürüüüüüz.... ✋İyi okumalar.💖💕