Salih DOYGUN
Salih Doygun
tarih:
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Tereyağlı pilavı severiz,
Olursa tabak tabak yeriz,
Yanında ayran iyi gider,
Lıkır lıkır iç kalmaz keder.
Kaplumbağalar eğrelti otu sever,
Kedilere arada bir yaş mama ver,
Karnımı acıktırdın dersen eğer,
Hikâyeyi oku açlığın geçer.
Bir varmış bir
yokmuş. Ülkenin birinde güzellikler çokmuş. Yemekler sofralarda durur,
ülkedekiler yermiş. Derelerden sular akar, ülkedekiler içermiş. En tatlı
çocuklar o ülkede doğar, en leziz meyveler o ülkenin ağaçlarından sarkarmış. Ülkedeki
huzurun mimarı; adaletli, hoşgörülü, saygılı, merhametli Sultanmış.
Sultan tek şehzadesinin
eğitimine titizlik göstermiş. Ülkenin en iyi hocalarından dersler aldırmış. Satranç,
tenis, zeka oyunları… Ne kadar kurs varsa yazdırmış. Lakin şehzadesinin
kalbindeki kibir ve kıskançlık ders çalışmakla geçebilecek gibi değilmiş,
farkındaymış. Sonunda Sultan, oğlunun haline üzülmekten hasta olmuş. Yatakta
son nefesini vermeden önce oğluna bir kez daha nasihat etmek istemiş. Ancak
Şehzade’nin aklı o sırada oturacağı tahtta, içinde yuvarlanacağı çil çil
altınlarda olduğundan babasının söyledikleri bir kulağından giremeden odayı
terk etmiş.
Babasının
vefatından sonra tahta geçen Şehzade ülkede yeni bir dönem başlatmış. Sultanın
kibrinden, kendini büyük görüp başkalarını aşağılamasından, merhametsizliğinden
etkilenen vezirler saray çalışanlarıyla kibirli konuşmaya, adaletsiz davranmaya
başlamış. Vezirlerin bu kötü tavırlarından etkilenen komutanlar askerlerine
sert, kaba, adaletsiz davranmaya başlamış. Komutanların bu tavırlarından
etkilenen askerler arkadaşlarına, ailelerine adaletsiz, kibirli, merhametsiz,
saygısız davranmaya başlamış. Artık ülkenin çocukları bile birbirine karşı
böbürleniyor, saygısızlık yapıyor, hak yiyormuş.
Çok geçmeden
ülkeyi kötü bir koku sarmış. Anneler litrelerce çamaşır suyu harcıyormuş ama
yine de geçmiyormuş. Babalar atlarını kolonyalarla tımar ediyor ama yine de
geçmiyormuş. Temizlik görevlileri sokakları arap sabunlarıyla yıkıyor ama yine
de geçmiyormuş. Çocuklar derede gün boyu rengarenk sabunlarla yıkanıyor ama yine
de geçmiyormuş. Yenidoğan bebekler bile artık kötü kokuyormuş.
Derken pamuk
şeker görümünde yaratıklar gökyüzünü doldurmuş. Pamuk şeker dediysem pembe,
sarı pofuduk şeyler gelmesin aklınıza. Bu ülkeyi saran kötü kokudan daha kötü
bir şeymiş. Siz hiç çürümüş pamuk şeker gördünüz mü? Ben de görmedim. Ama işte
bu yaratıklar çürümüş pamuk şekerlere benziyormuş.
Çürümüş pamuk
şekerler, bir zamanlar renkli pencerelerinden pırıl pırıl güneş ışıklarının
girdiği o muhteşem güzellikteki sarayı karanlığa gömmüş. Sultan endişe
içindeymiş. Daha önce aşağıladığı, kibirlendiği, kötü sözler sarf ettiği
vezirlerinin gözlerinin içine bakıyormuş. Vezirler ise şaşkınlık içindeymiş.
Babaları vezir, dedeleri vezir, dedelerinin dedeleri vezir bu devlet adamları
ilk defa böyle bir olayla karşı karşıya kalıyorlarmış. Bir zaman sonra dermanı
bilinmez bir hastalık türemiş. Mikropları çok büyükmüş. Çok dediysek birinin
boyu 3 karışı bulurmuş. Sultan mikroplara bağırır dururmuş:
-Sizi gidi iğrenç
mikroplar! Mikroplar sinirlenmiş, Sultanı hasta etmiş. Zamanla sarayda hasta
olmayan kimse kalmamış. Hiçbir hasta mikroplara iyi davranmazmış. Zaten birbirlerine
de iyi davrandıkları görülmemiş. Dere tepe gezip hastalara şifa arayan 3
doktorun yolu saraya düşmüş. Olan biteni kapıdaki askerden dinleyen doktorlar
bu işi çözeceklerini söylemiş. Masal bu ya, Doktor Salih mikroplara yaklaşmış:
-Hep iyi
olmalıyız, öfkeye kanmamalıyız, sinirlendireni güzelce uyarmalıyız demiş.
Doktor Hasan, Sultana
dönmüş:
-Hemen sinirlenme, kötü söz söyleme, sakin
olmak çok güzel, tatlı dili yitirme demiş.
Doktor Hüseyin
saray hekimlerine dönmüş:
-Hastalara söyleyin güzel ahlak iyidir. Karşındaki
mikrop olsa da sen kötü söz söyleme, söylersen eğer hadi sana güle güle.
Bu sözlerden sonra sarayda yaşayanların kalbine ferahlık doluşmaya başlamış. Mikroplar ülkeyi yavaş yavaş terk etmiş. Herkese güzel ahlakı tavsiye eden güzel kalpli doktorlar şifa arayanlara ışık olmak için diyar diyar dolaşmaya devam etmiş.
Yorumlar
Yorum Gönder