Okumadan Geçmeyin

Uzayın ve Dünyanın Gizemleri - 1

BİRAZ DAHA BROKOLİ LÜTFEN!

Loading


        “Artık yeter! Evin bütün gelirini sana harcayamam. Her gün neredeyse 5 çuval brokoli istiyor, alabildiğin bütün yiyecekleri bahçede yemek için götürüyorsun. Ben sana birazcık çok yiyebilirsin derken bunu kastetmemiştim. Ayrıca sen yeşillik sevmezsin ki. Senin bugünlerde yediklerinle bir Diplodocus ya da Brachiosaurus ya da en azından bir Apatosaurus bile doyabilir.”

600 milyon yıl önce henüz bir yavruyken, gözlerimin önünde tüm aileme bir meteor çarptığında bile bu kadar üzülmemiştim. Ne yani artık anneler yediğimiz birkaç kilo yeşilliğin hesabını mı yapar oldular? Lokmalarımızı mı sayıyorlar? Hayret! Şu insanları hiç anlamıyorum. Mağaraya saklanıp, o meteordan kurtulduğumdan beridir milyonlarca yıl geçti. İlk insandan itibaren tüm atalarınızla bir şekilde aynı havayı soludum. Bazılarından çok şey öğrendim; ateş yakmak, ekmek yapmak, mızrak kullanmak… Bazılarına da çok şey öğrettim; öldürücü kuyruk darbesi, mide koruyucu bitkiler, zehirli kurbağalar… Tanık olduğum medeniyetler sayesinde yüzlerce dil konuşabiliyorum. Dikiş dikmeyi biliyorum ancak mutlu olduğum yer mutfak. Yemek yapmayı çok seviyorum. Zaman içinde malzemeler de değişti. Artık şeker daha ön planda ama ben yine de yeşil yapraklı sebzeleri hiçbir kartpostal koleksiyonuna değişmem.

Şimdi asıl meselemize dönecek olursak. Arkadaşım Mito Zor’un başı annesiyle fena halde dertte. Ormanda tanışıp dost olduğumuzdan beri onların evinin arka bahçesinde yaşıyorum. Nedenini anlamadığım bir şekilde Mito yeşil olan hiçbir şeyi yemiyor. Halbuki ben bayılırım. Tazecik, ohh mis mis! Her gün Mito’nun yemesi gereken sebzeleri yiyorum, o da sebze yemekten kurtuluyor. Ama annesi bu birden ortaya çıkan aşırı sebze ilgisine anlam veremedi. Büyük insanlar bir şeye anlam veremediklerinde sinirlenirler. Sinirlenmemek için harfleri bulduklarından beri sözlük, kılavuz, ansiklopedi yazıp duruyorlar. Doğru tahmin ettiniz arkadaşımın annesi de çok sinirli. Ama onunki sözlüğe bakınca çözülecek türden değil. Baksanıza beni bile görmüyor gözü sinirden. Belki de polisi aramalıyım.

“Merhaba memur bey, lütfen şu hanımefendiyi tutuklayabilir misiniz? Oğlunun evde dinozor beslemesine izin vermiyor. Hem de yeşillik seven bir dinozor.” Çocuk, bundan sonra oyuncak Brachiosaurus’una baktı ve yazar kısmına Salih Doygun yazıp, bu dinozor için yazdığı hikâyeyi Dergi Mudita’ya göndermek için e-postasını açtı.

Yorumlar