Okumadan Geçmeyin

Uzayın ve Dünyanın Gizemleri - 1

SULTAN DÖRDÜNCÜ MURAD

Loading


    

Sultan Dördüncü Murad Han 27 Temmuz 1612'de dünyaya gelmiştir. 17. Osmanlı sultanıdır. 1640 senesinde vefat etmiştir. 

    Çocuk yaşta tahta geçen Sultan Dördüncü Murad Han, ağabeyi Genç Osman'ın tahtan indirilmesiyle tahta geçmiştir. Zaten şehzade iken halkın arasında dolaşan padişah, padişahlık için bütün planlarını defterine kaydetmişti. 

    Eyüp Sultan Camii'nde Şeyh Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerinin elinden kılıç kuşandı. Tahta geçtiğinde hazine boş olduğu için yeniçerilere cülus bahşişi alamayacağı söylenmişti. Yalnız yeniçeriler söz dinlemeyerek bahşiş istemeye başladılar. Saraydaki kıymetli eşyaları eritip para yaptırılarak isyanın önüne geçilmesinde Sultan Dördüncü Murad'ın annesi Kösem Valide Sultan'ın büyük gayreti olmuştu. 

    O tahta geçtiğinde iki büyük mesele vardı. Bunlardan ilki, Bekir Subaşı'nın Bağdat'ın idaresini ele geçirmesiydi. Vaziyeti aleyhine gördüğü için adamlarını İran Şahı Abbas'a gönderdi. Bağdat'ın her an Safeviler'e verilebileceğini açıkladı. Hafız Ahmed Paşa karışıklığı bastırmakla görevlendirildi. 

    Bu sırada İran askerleri Bağdat'ı kendi ülkelerine katmak için Bekir Subaşı'yla anlaşma yapmışlardı. Hafız Ahmed Paşa muhteşem bir plan yaptı. Bekir Subaşı'yı bağdat valisi olarak atadı. Bekir Subaşı'nın şehre asker çıkarttığını gören Şah Abbas, Bekir Subaşı'nın üstüne yürüdü. 

    Müslümanları sevmeyen Şah, yakaladığı osmanlı paşalarına Hz. Ömer ve Hz. Osman'a hakaret etmelerini söyledi. Fakat Osmanlı uleması Şah'a; "Sana hakaret ediyoruz!" deyince Şah onların öldürülmesine karar verdi. Bu sırada Sadrazam Çerkes Mehmet Paşa'nın vefatı üzerine Hafız Ahmed Paşa sadrazamlığa getirildi. 

    Diyarbekir'de hazırlıkları tamamlayan Hafız Ahmed Paşa top, tüfek ve gerekli ağırlıkları almadan, padişahın hücum emrini beklemeden yola çıktı. Bağdat'ın 4 kilometre uzağındaki Azamiye Kalesi'ni fethedip, kaledeki topları ordusuna kattı. Mühimmatlarını birazcık çoğaltan ordu iki gün sonra Bağdat muhasarasına başladı. 

    "Bağdat'ın anahtarları cebimdedir." diyerek padişahtan ferman beklemeden yola çıkan serdar, top ve tüfeklerinin azlığı yüzünden sıkıntı yaşamaya başladı. Muhasara başlayalı 5 ay geçmesine rağmen şehir düşmemişti. Mart ayının sonlarına doğru İran Şahı Abbas 40 bin kişilik bir imdat ordusu ile Bağdat önlerine geldi. 

    Yeniçeriler kaleye bu kadar yaklaşmışken geri dönüp başka bir orduyla savaşmak istemiyorlardı. Muhasaranın sürdüğünü gören Şah Abbas orduyu kendine çekmek yerine orduya saldırmayı planladı. Şah Abbas her seferinde bozulup çekilmesine rağmen o civardan ayrılmadı. Yeniçeri isyanlarından dolayı ordu geri çekildi. 

    Hafız Paşa dönüş yolunda ölünce yerine Halil Paşa tayin edildi. Bu sırada Sultan Dördüncü Murad Han tahta çıktığında ortada olan ikinci mesele de büyümeye başlamıştı. Abaza Mehmet Paşa Ankara'yı muhasara ederek yeniçerileri katletmeye başlamıştı. 

    Halil Paşa, Kayseri Ovası'nda bir akarsu civarında onunla karşılaştı. Bu sırada isyandan çekilen bazı paşalar Çerkes Mehmet Paşa'nın yardım ordusuna katıldılar. Halil Paşa bu civarda yenilince yerine Hüsrev Paşa tayin edildi. 

    Hüsrev Paşa Erzurum'u kuşatarak kısa zamanda ele geçirdi. Abaza Mehmet Paşa yakalandıktan sonra yeniçeriler tarafından idam edildi. Hüsrev Paşa cesaretlenerek Bağdat'ın yakınlarındaki minik beylikleri vurmaya başladı. Padişah, Bağdat'a saldırı emri verdiği halde Hüsrev Paşa Bağdat yakınlarındaki beyliklerde zaman kaybetti.  

    Daha sonra Zeynel Han kumandasındaki Safevi kuvvetlerini yendi. Hemedan'a, oradan da Dergüzin'e kadar gitti. Dönüşte birkaç İran ordusu daha mağlup ettikten sonra Bağdat kalesini kuşattı. Askerlerini diğer savaşlar için harcayan Hüsrev Paşa, Bağdat'ı alamadı. 

    Şehriboz ve Hille'de Osmanlı kuvvetleri mağlup edildi. Padişah onu sadaretten azledince Hüsrev Paşa bu sefer de büyük bir isyan başlattı. Bu sırada Topal Recep Paşa büyük bir isyan çıkararak Hafız Ahmet Paşa'yı öldürdü. Topal Recep Paşa, Hüsrev Paşa ya haber uçurarak padişahın onu idam etttirmek için emir verdiğini söyledi. Ayrıca büyük isyanlar çıkardı. Padişah bu duruma çok sinirlenerek Topal Recep Paşa'yı bir odaya çağırdı. Odadaki perdelerin arkasına cellatlar yerleştirilmişti. Padişah:

            "Gel beru Topal Zorbabaşı! Hatırlar mısın Hafız Paşa'yı alırken bana abdest al demiştin. Şimdi tez sen abdest al da görelim. Bre hain abdest al!" dedikten sonra Topal Recep Paşa öldürülmüştür. 

    Daha sonra bütün yeniçerileri huzuruna çıkardı. Padişah: 

            "Ecdadımın zamanında muazzam hizmetlerde bulunan askerler sizler değil miydiniz? Ecdadımın savaş meydanlarında bulunan sizler değil miydiniz? Eğer bu siz iseniz şimdiki zorbalığınız nedir? Memleketimizi kana bulayan haliniz nedir? Günahsızların kanına girmek size yakışır mı? Allah yolunda padişahlara itaat etmeniz icap ederken siz isyan ediyorsunuz? Şimdi herkesi Kur'an-ı Kerim üzerine yemin etmeye davet ediyorum. Zorbaları asla himaye etmeyiniz. Eğer itaatten ayrılırsanız o zaman ben size ne yapacağımı bilirim." dedi.  "Ben size ne yapacağımı bilirim." sözünü söylerken masanın üzerindeki 200 okka ağırlığındaki gürzü tek eliyle havaya kaldırdı. Bütün yeniçeriler Kur'an-ı Kerim'in üzerine el bastılar ve padişaha itaat edeceklerine dair yemin ettiler. O sırada ayaklanma çıkaran sipahiler de aynı yemini ettiler. 

    Padişah tedbirleri iyice sıkılaştırdı. Yeniçerilerin işlettiği içinde sigara ve zararlı içkiler bulunan kahvehanelerin hepsini kapattı ve disiplinli askerleriyle beraber Bağdat seferi için yola çıktı. Bu sırada canı sıkılan bir asker ''Sefere gitmek asker işidir, sen sarayında otur!'' dedi.Bu yüzden Sultan Murad askeri atıyla beraber ortadan ikiye ayırmıştır. 

    Bağdat seferi çok zorlu geçmiştir. Sultan Murad en ön saflarda dövüşmeye başlamıştı. Askerler bunu görünce öyle çoştular ki padişahın hücum emrini beklemeden saldırıya geçtiler. Bağdat fethedildikten sonra Sultan Dördüncü Murad hastalandı. 1640 yılında vefat etti. 

Yorumlar

  1. Ana gibi yar bagdat gibi diyar olmazmis der atalar. Bagdat fatihi sultan dõrdüncü murat hanı rahmetle aniyoruz. Bu tarihi olaylari bizlere aktaran salih beyede tesekkur ediyoruz.... 😊

    YanıtlaSil
  2. Bizde hayranımıza teşekkür ediyoruz.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder