IŞINLANMA MACERASI-1

Loading

    

Profesör Salih makinesi üzerindeki son çalışmalarını bitirmişti. İki asistanı ile dünyanın zaman dilimleriyle ilgili dersine başlamıştı. 

    "Dünya 4 farklı zaman dilimine ayrılırdı: Triyas Dönemi, Jura Dönemi ve Kretasa Dönemi dinozorların yaşadığı dönemlerdi. Senozoik zaman ise insanların yaşadığı dönemdi. Bu 3 döneme Mezozoik zaman denirdi."

    Profesör Salih bunları söylerken koltuğunda bir o yana bir bu yana sallanan ve gerçekten dersi ilgiyle dinleyen Hüseyin, yanında uyuklamakta olan Hasan'a çarptı. Hasan yanındaki büyük tabletin üstüne düştü ve tabletten çıkan ışınlar önce hala tabletin üstünde uyuyan Hasan'ı ve sonra diğerlerini içine çekti. 

    Hasan uyanmıştı. Profesör Salih; "Zaman makinemiz çalıştı. Bu dinozorları incelemek için iyi bir fırsat!" diye bağırdı. Hüseyin ise etrafta dinozor aramaktaydı ama karşısında dev bir gezegen vardı. 

    "Bu dersi tekrar etmek için çok iyi bir fırsat!" diye bağırdı Profesör Salih ve sonunda iyice ayılan Hasan ile birlikte gezegene doğru iniş yaptılar. 

    Profesör Salih; "Dünya 4,5 milyar yıl önce oluştu ve 1 milyar yıl boyunca depremler ve yanardağ patlamalarıyla kaplandı," diye açıklama gereği duydu. Gerçi açıklamasına gerek yoktu az önce bir göktaşına çarpmaktan kurtulan Hasan ve patlayan yanardağ ile uzaya fırlayan Hüseyin bunları gayet iyi öğrenmişti aslında.

 

    O sırada dev bir ışık küresinin içinde hava göründü ve ardından üç bilim insanı o ışık küresinin içine girdi. 

    "Burası 3,8 milyar yıl önceki yeni oluşan dünya atmosferi ve büyük ihtimalle az son..." profesör Salih devamını getiremeden devasa bir okyanusun içine düştüler. 

    "Az sonra dünyanın ilk okyanusuna düşeceğiz," diyerek cümlesini tamamladı Salih. 

    "İspermeçet balinalarını düşünmüyor musun? Ya burada onlar da varsa bizi hapur hupur yerler, hem köpekbalıkları da bizi hapur hupur yerler," dedi Hüseyin korkuyla. 

    "Dünya yeni oluştu ve sen bugünkü dünya ile aynı dünyayı düşünüyorsun," diye söylendi Hasan. Su uykusunu açmıştı. 

    "Hala atmosferi dengede tutan oksijen üretici algler dışında hiçbir canlı burada yaşamıyor," dedi Profesör Salih "ve 3 milyar yıl boyunca dünyada başka canlı yoktu. Ancak bu hiç de iyi olmadı. Çok güçlü bir mikroskop olmadan asla onları göremem." 

    O sırada hızla başka bir yere doğru yol aldılar. 540 milyon yıl önce yani şu an bizim bulunduğumuz zamanda ilk deniz canlıları; mercanlar, karidesler, salyangozlar ve balıklar ortaya çıktı ve  440 milyon yıl önce şuradaki gibi balıklar hava yutup karaya çıktı. 

    Hasan karaya çıkan irice balığın kuyruğuna tutundu. 

    "Vay canına!" dedi "bitkiler karada da var." 

    "Şu an zaman çok hızlı ilerliyor," diye devam etti Profesör Salih. 

    "Yaklaşık 350 milyon yıl önce kara hayvanları oluştu. Şimdi şu ışının içinden geçerek o zamana gideceğiz," dedi Salih. 

    Bir an önce bir kayanın üstünde uyuklama hayaliyle hızla ışının içinden geçen Hasan, tuhaf varlıkların açılmış ağzını görünce korkuyla ışının içinden geri çekildi. 

    "Şimdi derhal buradan kaçın!"

    "252 milyon yıl önce yani Hasan sayesinde atlayarak geldiğimiz zamanda büyük bir yanardağ patladı. Yeryüzündeki bütün sürüngenler ölünce geriye dinozorların yaşaması için büyük bir alan kal..." patlayan yanardağ ile havaya savrulan Profesör cümlesini tamamlayamadı. 

    "Hemen ilk dinozorları görmeye gidelim, yoksa buradan asla gidemeyeceğiz," dedi Profesör. Devasa ve rengarenk tuhaf yaratıklar görme umuduyla ışın kapıdan atlayan Hüseyin sanki içeride biraz tuhaf davranmıştı. Aslında "Işının içinde canavar var!" diye bağırmasından her şey anlaşılıyordu.