-Şarlken, Ferdinand, Lazard kaçmış!
-Ağzını yel alsın!
-General Petro, Urban, Rudvig, Antonyus, Jüstinyen, Aleksi, Şarlken, Ferdinand, Lazard birlik olmuş. Kobiloviç Tvartko'nun emri ile onlara 400 bin varenk, 100 bin şövalye, 200 bin Rus, 1 milyon asker, 60-70 bin çapulcu verilmiş. Andronikos 1000 şövalyeyle onlara yardıma geliyormu...
-Kes sesini!
Hasan
-Ben ormanda bunları arayayım.
-Peki Hasan.
Hasan ormana girdi. 200 metre ilerlemişti ki 600 varenk gizlice onu bayılttı. Ayıldığında her yeri bağlanmış halde gidiyordu. Varenkler onu zindana götürdü. Zindanın üstüne kilit vurdu. Hasan buranın neresi oşduğunu anlamaya çalıştı. O sırada içeriye yüzbaşı Jüstinyen girdi.
-Ha ha ha! Esaret nasıl?
-Her işte bir hayır vardır.
-Doğru, bu çok hayırlı bir şey. Konuşacaksın ve biz de Türkleri yok edeceğiz.
-Rüyanda mı?
-Daha neler?!
-Pastalar, börekler...
-Türk ölülü ekmekler!
Zindandan Kaçış
Hasan kilidi kırdı, dışarı çıktı. Çıktığı an bir kılıç karnına saplandı. Gözleri karardı. Uyandığında yine zindandaydı. Çıktı. Kilit artık yoktu. Çıktığında yana kaçtı, kılıç kapıya saplandı. İlerledi karşısına çıkan kapıdan geçti. Bahçeye çıkmıştı. Hızla obaya döndü. Olanları anlattı. Ama çok kolay olmamış mıydı? Cumplint nasıl onları geçirmişti? Jüstinyen niye onu bırakmıştı? Bunu o bilmiyordu ama onu takip edenler çok iyi biliyordu.
Tiyatro gibi olmus. Gözümde canlandı sahneler😊😊😊
YanıtlaSilHaklısın Selçuk alp.
SilHaklısın Selçuk alp.
SilPeki sonra ne olmuş?🤨
YanıtlaSil