KADIOĞLU

Loading

Hızır Reis (Barbaros Hayreddin) Cerbe Adası'nı fethettiğinde buraya güzel üsler kurmuştur. Burada birkaç gün dinlendikten sonra Cezayir Adası'na yönelmiştir. 

Cezayir Adası'nda askerleri gösteriş savaşı yapmaya başlamıştır. Böylece düşmanın gözlerini üzerlerine çekmişlerdir. Bu sırada 6 lağımcı (kazıcı) surların altından girerek kalenin altını açan tüneller hazırlamışlardır. Planlarına göre; asker gösteriş savaşını izlediği için onları fark etmeyecek, onlar da leğim (tünel)'lerine yerleştirdikleri topları (o zamandaki büyük bomba) ateşleyecek, kalenin tabanını kıracaktı. 

Şövalyelerden biri bu olayı farketmişti. O şövalye krala bu durumu haber vermek için giderken, leventlerden biri onun peşine düşmüştü. Şövalyenin krala haber vermesini engellemişti ama toplar o sırada ateşlendi. Arkadaşları şehit düştü. Daha sonra askerler bu askeri aradılar ama cesedini bulamadılar. 

Hızır Reis Cezayir'i fethedince, Endülüs'te eziyet gören müslümanları kurtarmak için donanmasıyla Endülüs'e gitti. Cezayir Kalesi'ni korumak için kaleye Kadıoğlu adında bir komutan, 300 asker, 20 top bıraktı. Kadıoğlu ilk başlarda çok iyi hizmet yaptı ama sonra adayı Hızır Reis'in emirlerine uymadan, kendine göre kontrol etmeye başladı. Sonra hristiyanlar gibi halka zulüm etmeye, sonra da papalık donanmasını çağırıp adayı teslim etmeye çalıştı. 

Bu durumu öğrenen Hızır Reis, Kadıoğlu'nun topladığı 300 bin atlı, 20 bin yaya ve 30 bin toptan oluşan büyük orduya karşı, 50 bin kişilik hristiyan donanması adaya çıkmadan, 20 bin atlı ve 75 gemi ile adanın yanında demirledi. Demirlemeden sonra toplarını kapıya nişan aldırdı ve kapının bulunduğu yere binlerce top ateşlendi. Sonra Hızır Reis'in emriyle 2 bin atlı kırılan kapıdan içeri daldı. Kadıoğlu bu savaşta şehit düştü. 

Kale geri alınınca Hızır Reis yaklaşan papalık donanmasına saldırdı. 100'den fazla gemisi olan papalık donanmasının 27 gemisini boşaltarak kendine aldı. Aldığı gemilerin bir kısmını Cezayir'in önünde yaktı. Bu şekilde hem diğer hristiyan devletlere karşı onların gemilerini yakarak onlardan üstün olduğunu söylüyor, hem de gemilerden oluşmuş bir zincirle diğer hristiyan gemilerinin adaya girememesini sağlıyordu. 

Hızır Reis'ten sonra 2 kez kuşatma altına giren Cezayir, 2. kuşatmadan sonra hiç savaşa girmedi ve sonsuza dek Osmanlı'ların elinde kalmaya başladı. Osmanlı'nın yıkılışına kadar Osmanlı'nın çok önemli bir gemi üssü oldu.